İMPLANTOLOJİ
Genellikle vücut dokularıyla en uyumlu en az alerjik olan ve en az reaksiyon oluşturan madde olan titanyum dan yapılırlar. Yaklaşık olarak 30-60 dk. süren ve lokal anestezi altında yapılan bir işlem ile çeneye implant ( vida ) yerleştirilme operasyonudur.
İmplantın Uygulanmasının Yapıldığı Durumlar Hangileridir?
• Bir veya daha çok diş eksikliği olan ve çenedeki boşluğun yanındaki dişlerin köprü yapmak için kesilmesinin istenmediği durumlar
• Çenenin en arkasındaki dişin olmadığı ve dolayısıyla köprü yapılamayan durumlar. Bu durumdaki hastaların çoğunun hareketli (takıp - çıkarılan / kancalı ) protez kullanmak istememesi nedeniyle implant yapılarak daha kullanışlı olan implant destekli porselen köprü kullanılabilir
Tamamen dişsiz çenelerde total protez (damak) kullanılmasının mümkün olamadığı veya hasta tarafından istenmediği durumlar. Bu durumda her çeneye implant yerleştirilerek bu implantların üzerine çeşitli tarzlarda protezler yapılır.
İmplantların Yerleştirilmesi İçin Uygulanan Tedavi Aşamaları Nelerdir?
İmplant tedavileri iki aşamadan oluşur:
1) Cerrahi aşaması; İmplantlar cerrahi yöntemiyle yerleştirildikten sonra ortalama 2 ila 4 ay beklenir. Bu bekleme süresi "osteointegrasyon" denilen implantın çene kemiğiyle biyolojik olarak kaynaşması için gerekli olan süredir.
2) İkinci aşama olan üst yapım (protez) aşaması ise ortalama bir haftada tamamlanır.
İmplantların Avantajları Nelerdir?
• Her türlü total ve kısmi dişsizliğin giderilmesi,
• Takıp çıkarılan protezler yerine sabit protez şansı,
• Tek diş eksikliğinin komşu sağlam dişlere zarar verilmeden giderilmesi,
• Başarılı uygulanmış ve hijyen kriterlerine uygun kullanılmış bir implantın uzun ömürlü olması,
Kimlere İmplant Yapılması Uygundur? Kısıtlamalar Nelerdir?
• Puberte (buluğ çağı) dönemini bitirmiş erişkinlere,
• Genel sağlık durumu uygun olanlara,
• Diyabet hastalığı olsa bile kontrol altında olanlara,
• Çene kemiği yapısı uygun kalite ve miktarda olanlara ya da yeterli miktara ulaştırılabilecek potansiyelde sağlıklı kemik yapısına sahip hastalara üst yaş sınırlaması olmadan uygulanabilir.
ZİRKONYUM
Metal Desteksiz Zirkonyum Esaslı Köprüler
Bu sistemde porselen alt yapısı olarak metal yerine beyaz bir alaşım olan zirkonyum kullanılır.
Nerelerde kullanılabilir?
• Tek diş kuron restorasyonları
• Her biri 3-6 üyeli köprüler
• İmplant üstü kron - köprü çalışmaları
Avantajları Nelerdir?
• Zirkonyum oksit altyapı üzerine yerleştirilen seramiği yiyecek artıklarının ve mikroorganizmaların diş yüzeyine tutunma oranını düşürmektedir. Böylece iyi bir ağız hijyeni sağlanmaktadır.
• Zirkonyum oksit ısıyı iletmez, sıcak ve soğuk yiyecekler aldığınızda dişlerinizde hassasiyet meydana gelmez.
• Zirkonyum altyapı, bilgisayar destekli CAD CAM sistemle el değmeden hazırlanıyor bu sebeple dişe uyumu ve oturuşu mükemmel olur.
• Işığı çok iyi yansıtır bu sebeple metal destekli porselenlere göre daha estetiklerdir,
• Zirkonyum altyapı dişetine dost, dişeti çekilmesi yapmaz,
• Dişeti hastalığı yüzünden dişeti çekilse bile metaldeki gibi dişeti sınırında siyah bir çizgi ortaya çıkmaz. Çünkü altyapı da diş rengindedir.
AĞIZ ve ÇENE CERRAHİSİ
Apse ve Kist Operasyonları (Apikal Rezeksiyon)
Apikal Rezeksiyon Operasyonunun Yapıldığı Durumlar:
• Diş kökünün yapı veya şekil bozukluğu sebebiyle kanal tedavisi'nin tam yapılamaması,
• Diş üzerinde çıkarılamayan bir restorasyonun varlığı nedeniyle kanal tedavisi yapılamaması,
• Diş kökünde kist oluşan vakalarda,
• Yapılmış kanal tedavisine rağmen hastanın ağrısının devam ettiği durumlarda,
• Diş kökünün kemik içerisindeki 1/3 uç kısmının kırılması durumlarında.
Yirmi Yaş Dişleri ve Çekilmesi
Ağzımızda en son süren dişler yirmi yaş dişleridir. Genellikle yirmili yaşlarda sürdükleri için bu isimle veya akıl dişi olarak da adlandırılırlar. Bazı kişilerde de doğuştan hiç yirmi yaş dişi germi oluşmamıştır. Dolayısıyla bu kişilerde yirmi yaş dişleri hiçbir zaman sürmez. Ancak bazen bu dişler oluştukları halde sürme problemleri oluştururlar.
Yirmi yaş (Akıl) dişinin çekilmesini gerektiren haller nelerdir?
• Çürük: Tükürük, bakteri ve yiyecek parçaları yeni çıkmakta olan dişin açtığı yuvada birikerek hem yirmilik dişi hem de yanındaki azı dişini tehdit eder. Ağrı ve enfeksiyona yol açan ve apseyle sonuçlanan ağır tablolar meydana gelebilir.
• Dişeti hastalığı (perikoronit): Kısmen çıkmış bir yirmilik dişin, dişetinde bakteri ve yiyecek artıklarının depolandığı bir enfeksiyon odağı oluşur. Bu durum ağız kokusu, ağrı, ödem ve trismusa (ağzın tam açılamamsı hali) sebep olur. Enfeksiyon lenfler aracılığı ile yanak ve boyuna yayılabilir.
• Basınç ağrısı: Sürme sırasında yer darlığı nedeniyle komşu dişlerde basınç oluşabilir ve sıkışmadan dolayı bir ağrı hissedilebilir. Bazı durumlarda bu basınç ödem ve şişmeye yol açar.
• Protezle ilgili sebepler: Protez planlaması yapılan bir ağızda yirmilik dişleri hesaba katmak gerekir. çünkü, yirmilik diş çekildikten sonra değişen ağız yapısına göre yeni bir protez yapmak gerekecektir.
• Kist oluşumu: Gömük bir dişin sebep olduğu kistik lezyon vakaları gözlenmiştir. Kistik lezyonlar kemik yıkımına, çene kemiğinde kendiliğinden oluşan kırıklara ve çevredeki dişlerin yer değiştirmesine ya da zarar görmesine sebep olur. Kemik yıkımını önlemek için diş çekilmeli ve kist temizlenmelidir. Nadiren bu kist çok geniş alanlara yayılırsa tümörlere dönüşebilir ve çene kemiğine kendiliğinden kırıklara sebep olabilir.
• Ortodontik nedenler: Tamamlanmış bir diş arkında yer olmaması durumunda sürmekte olan yirmi yaş dişleri ark formunu bozacaksa çekilmeleri gerekir. Dişlerin kök uçlarında gelişen enfeksiyonların giderilmesi için, iltihaplı kök ucu ve iltihabın yayıldığı çevre dokuların temizlenmesi için kanal tedavisi yapılamayan durumlarda uygulanan bir operasyondur.
İmplant Tedavisi
implantİmplant, eksik dişlerin fonksiyon ve estetiğini tekrar sağlamak amacıyla çene kemiğine yerleştirilen yapay diş kökleridir. İmplant diş ve çene yapısını tamamen değiştirir. İmplant uygulamaları özellikle Uzman çene Cerrahları tarafından gerçekleştirilmelidir.
Diş Çekimi
Tüm bu çabalara karşın:
• Tedavi edilemeyecek veya restorasyon yapılamayacak büyüklükte diş çürüklerinde,
• İleri Periodontal (Dişeti) rahatsızlıklarında,
• Diş köklerinde tedavi edilemeyen enfeksiyon ve apselerde,
• Ortodontik tedavi amacıyla,
• Malpoze (aşırı önde veya arkada bulunarak diş sırasında yer almayan) dişlerin,
• Onarılamayacak kadar kırılmış diş ve diş köklerinin,
• Gömülü dişlerin çekimleri yapılmaktadır.
Çekim sonrası;
• Çekim yarasının üzerine konan tampon yarım saat kadar tutulmalıdır.
• Bu tampon atıldıktan sonra, gerekmiyorsa tekrar tampon konmamalı, oluşan pıhtının bozulmamasına özen göstermelidir.
• Ağız suyla çalkalanmamalıdır.
• Hiç bir şekilde çekim yerine dokunulmamalı, yara bölgesi emilip tükürülmemelidir.
• Çekim sonrası iki saat kadar bir şey yenmemeli, bu süre dolduktan sonra da mutlaka ılık şeyler tecih edilmeli ve çok sıcak ya da soğuk yiyeceklerden uzak durulmalıdır.
• 24 saat sigara içilmemelidir. Sigara pıhtının bozulmasına ve yara yerinin iltihaplanmasına neden olabilir. Kuru soket denen bu durum uzun süre ağrıya sebep olur.
• 24 saat alkol alınmamalıdır.
• Yaralı bölge 24 saat kullanılmamalıdır.
• Ağrı olursa aspirin dışında bir ilaç tercih edilmeli, mümkünse bunun için hekime danışılmalıdır.
• Çekim yeri mutlaka temiz tutulmalıdır.
• Yara içerisine yemek artığı dolması önlenmelidir. çekimden 24 saat sonra, yumuşak bir diş fırçasıyla bölge yavaşça fırçalanmalıdır. Bu sırada ılık tuzlu su gargarasından da faydalanılabilir.
• Kanamanın hafif bir sızıntı halinde 6- 24 saat sürmesi normal kabul edilmektedir.
• Ancak aşırı bir kanama varsa ya da bu süre aşılmışsa mutlaka diş hekimine başvurulması gerekir.
• Aynı şekilde, uzun süren ağrı şişlik durumlarında da hekime haber verilmelidir.
• Sızıntı şeklinde devam eden kanamalarda, ıslatılmış bir çay poşeti, gazlı bezle sarılarak yara yerine konulabilir. Bu şekilde bir süre tampon yapmak, çayın içindeki bazı maddelerin kan durdurucu özelliği nedeniyle faydalı olabilir.
YİRMİ YAŞ DİŞLERİ
Yirmi Yaş Dişleri ve Çekilmesi
Genellikle yirmili yaşlarda sürdükleri için bu isimle veya akıl dişi olarak da adlandırılırlar.
Hangi Durumlarda Yirmi Yaş Dişleri Çekilmelidir?
• Çürük: Tükürük, bakteri ve yiyecek parçaları yeni çıkmakta olan dişin açtığı yuvada birikerek hem yirmilik dişi hem de yanındaki azı dişini tehdit eder. Ağrı ve enfeksiyona yol açan ve apseyle sonuçlanan ağır tablolar meydana gelebilir.
• Dişeti Hastalığı (Perikoronit): Kısmen çıkmış bir yirmilik dişin, dişetinde bakteri ve yiyecek artıklarının depolandığı bir enfeksiyon odağı oluşur. Bu durum ağız kokusu, ağrı, ödem ve trismusa (ağzın tam açılamamsı hali) sebep olur. Enfeksiyon lenfler aracılığı ile yanak ve boyuna yayılabilir.
• Basınç Ağrısı: Sürme sırasında yer darlığı nedeniyle komşu dişlerde basınç oluşabilir ve sıkışmadan dolayı bir ağrı hissedilebilir. Bazı durumlarda bu basınç ödem ve şişmeye yol açar.
• Protezle İlgili Sebepler: Protez planlaması yapılan bir ağızda yirmilik dişleri hesaba katmak gerekir. çünkü, yirmilik diş çekildikten sonra değişen ağız yapısına göre yeni bir protez yapmak gerekecektir.
• Kist Oluşumu: Gömük bir dişin sebep olduğu kistik lezyon vakaları gözlenmiştir. Kistik lezyonlar kemik yıkımına, çene kemiğinde kendiliğinden oluşan kırıklara ve çevredeki dişlerin yer değiştirmesine ya da zarar görmesine sebep olur. Kemik yıkımını önlemek için diş çekilmeli ve kist temizlenmelidir. Nadiren bu kist çok geniş alanlara yayılırsa tümörlere dönüşebilir ve çene kemiğine kendiliğinden kırıklara sebep olabilir.
• Ortodontik Nedenler: Tamamlanmış bir diş arkında yer olmaması durumunda sürmekte olan yirmi yaş dişleri ark formunu bozacaksa çekilmeleri gerekir.
Dişlerin kök uçlarında gelişen enfeksiyonların giderilmesi için, iltihaplı kök ucu ve iltihabın yayıldığı çevre dokuların temizlenmesi için kanal tedavisi yapılamayan durumlarda uygulanan bir operasyondur.
DİŞ TEDAVİSİ
Amacı
Hastanın, ilk ziyaretinde alınan anamnezi (şikayetinin ve genel sağlık durumunun hikayesi), çekilen röntgenler sonucunda konulan tanı, hekimi konservatif veya endodontik tedavi konusunda bir seçim yapmaya götürür. Diş çürüklerinin temizlenmesi ve oluşan boşluğun (kavite) yapay bir dolgu malzemesi ile doldurulmasıdır.
Diş Çürüğünün Etkenleri
• Bakteri plağı
• Karbonhidratlı gıdalar (Şeker, un vs.)
• Bünyesel etkenler (Dişin yapısı, tükürüğün bileşimi vs.)
• Zaman (Besinlerin ağızda kalış süresi)
Tedavi Yöntemleri
Kompozit Dolgu
Basit şekliyle "Beyaz veya Estetik Dolgu" olarak tanınmaktadır. Teknik adı "Kompozit Resin" dir. Günümüzde kullanılanların çoğu "Işığa Duyarlı" maddeler içermekte ve bu nedenle özel bir ışık kaynağı kullanılarak sertleştirilmektedir. Işıkla sertleştirilen kompozit dolgular tek seansda yapılmaktadır. Geniş renk seçenekleri olduğu için, estetik olarak mükemmel sonuçlar elde edilebilir.
Amalgam Dolgu (Metal Dolgu)
Gümüş, kalay ve bakır alaşımının %45-50 oranında civa ile karıştırılmasıyla meydana gelir. Çürükten temizlenen kavite amalgam dolgu malzemesi ile doldurulduktan sonra, o bölgenin iki saat kullanılmaması ve 24 saat sert bir şey çiğnenmemesi önerilir. 24 saat sonra iyice sertleşen dolgu cilalanır.
Dolgu Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
Dolgu yaparken genellikle dişi uyuşturuyoruz. Bu sebeple anestezi etkisi geçene kadar dişle birlikte uyuşan dili, dudağı ve yanağı ısırmamaya dikkat etmelisiniz. özellikle çocuklarda buna çok dikkat edin.
İşlemden hemen sonra yemek yiyebilir, bir şeyler içebilirsiniz. Ancak doğal dişlerinizde de olduğu gibi dolgu tarafında da çok sert gıdalar çiğnemeyin. (buz, sert şeker, havuç vb..)
Dolgu sonrasında soğuk sıcak hassasiyeti ilk bir kaç hafta çok doğaldır. Çürük ve yapılan dolgu ne kadar derinse hassasiyet süresi de o kadar uzun olur. Hassasiyet dolgu altına yerleştirilen ilaçlar sayesinde her geçen gün kendi kendine azalır. 3 hafta sonunda azalmayan bir hassasiyet, dişte gece ağrıları, kendi kendine başlayan ağrılar, ısırdığınızda yükseklik ve çiğnemede dengesizlik varsa lütfen bizi arayıp bir kontrol randevusu alınız.
Anesteziyi yaptığımız bölgede veya dolgu sırasında zedelenen dişeti alanında bir kaç gün rahatsızlık olabilir bu da kendiliğinden geçecektir. Tuzlu suyla gargara iyileşmenizi hızlandırır, kullanabilirsiniz.
Dilimiz çok hassastır en ufak bir farkı hisseder; yeni dolgunun şekline ve yüzey yapısına alışması için bir kaç gün geçmesi gerekir. Yapılan dolguda dişin kalan miktarı çok önemlidir. Eğer dişin %50 sinden fazlası doldurulmuşsa kalan sağlam diş yapısı çok büyük bir yük altına girer ve zamanla kırılması kaçınılmazdır. Yapılan dolgu dişin %60 ı veya fazlasıysa dolgudan sonra dişe kaplama yapılması gerekir. Porselen kaplama dişi birarada tutar ve sağlamlaştırır. Bu sayede diş ağızda uzun yıllarca sorunsuz ve sağlam şekilde kalır.
PROTEZ
Protez Nedir?
Bir veya daha fazla dişinizi kaybettiyseniz, bu durumun ağız sağlığınızı, estetiğinizi ve konuşmanızı ne kadar önemli ölçüde etkilediğini bilirsiniz. Protezler size kaybettiklerinizi iade eder.
Protezler Kaça Ayrılır?
Protezleri sabit ve hareketli protezler olarak iki ayrı sınıfta değerlendirebiliriz.
Sabit Protezler
Kuron ve köprü olarak ayrılırken, bunlar da yapımlarında kullanılan malzemeye göre full metal, metal destekli porselen veya full porselen olarak isimlendirilebilirler.
Kuron: çürük kırık veya başka bir nedenle aşırı madde kaybı olan dişlerin küçültülüp kaplanması işlemidir.
Köprü: Bir veya birden fazla diş eksikliğinde, komşu dişlerin küçültülüp, bunlara gelen özel kaplamalardan destek alınılarak ara boşlukların doldurulması işlemidır.
Sabit Protez İşlemi Sırasında ve Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
Dişlerin küçültülmesi esnasında anestezi yapılır (dişler uyuşturulur) Uyuşukluk 2-3 saat daha devam eder, uyuşukluk devam ederken bir şeyler yenmesi halinde, farkında olunmadan yanak, dudak ve dil ısırılabilir. Bu nedenle uyuşukluk geçene kadar bir şey yenmemesi gerekir. Uyuşukluğun geçmesinden sonra dişlerde soğuk sıcak hassasiyeti ve ağrı olabilir.
Bu geçici bir durumdur ve dişlerin takılmasından sonra şikayetler azalarak kesilir. Hekimin önereceği ağrı kesici mevcut ağrıyı dindirecektir. Şikayetlerin devam etmesi halinde hekiminize başvurmanız gerekmektedir.
Sabit protezler hastanın kendisi tarafından ağızdan çıkarılamaz, ancak hekim tarafından sökülerek ağızdan çıkarılması gerekebilir.
Sabit protez yapıştırıldıktan sonra 1(bir) saat bir şeyler yemek ve içmek sakıncalıdır. Protez altındaki yapıştırıcı zamanla eriyebilir bu durumda zaman geçirmeksizin tekrar yapıştırılmalıdır.
Protezlerden uzun süreli ve en iyi şekilde faydalanmak için temizliğine özen göstermeli, her yemek sonrasında dişler fırçalanmalıdır. Hekimin önereceği ara yüz fırçaları ve protez hastaları için tavsiye edilen diş iplerini kullanmak yararlı olacaktır.
Dişlerin takılmasından sonra alışma evresinde, küçük lokmalar halinde çift taraflı dengeli bir şekilde çiğneme yapılması, dudak, dil ve yanak kaslarının yeni proteze alışması için ilk günlerde sabırlı olunması ve hekim-hasta ilişkisinin devamlılığı gerekmektedir.
Hareketli Protezler
Farklı özelliklerine göre farklı şekillerde isimlendirilebilirler.
Total ve Parsiyel Protez Nedir?
• Total, tam protezler: Eğer kişi ağzındaki tüm dişleri kaybetmişse total-tam- protezlerin yapılması gerekmektedir.
• Parsiyel, bölümlü protezler: Kısmi diş eksikliğinde özel akrilik ve metallerin kombinasyonu ile yapılan kroşe (kanca) adı verilen metal parçaları ile dişe tutunmayı sağlayan protez çeşididir.
Hareketli Protez Kullanımı Sırasında Dikkat Edilmesi Gerekenler
• Yeni kullanmaya başladığınız total proteze (tam damak) alışmanız zaman alabilir.Protezinizden tam verim alabilmek için ilk günlerde çok sabırlı olmanız ve diş hekiminizle ilişkinizi sürdürmeniz gerekir.
• Kullanmaya ilk başladığınız günlerde yumuşak gıdalar almalısınız.
• Yiyecekleri küçük lokmalar halinde ve çift taraflı çiğnemelisiniz
• Alt damak protezleri yanak ve dil hareketleri ile yerinden oynayabilir.Proteze alışmaya başladığınızda yanak ,dudak ve dil kasları ile yerinde tutabilirsiniz.
• Üst damak protezleri yeni kullanmaya başladığınızda ağzınıza düşebilir, yutkunma hareketleri ile üst protezin damağa daha iyi tutunmasını sağlayabilirsiniz.
• Eğer çenelerden biri parsiyel protez ise(yani ağızda hastanın kendi dişlerde varsa) bunlara gelen kroşeler (kancalar) ilk birkaç gün ayna karşısında görerek çıkartılmalıdır. Protezi çıkartma işlemi iki elin, alt çenede başparmak üst çenede işaret parmağı kullanılarak yapılmalıdır.Sağlı sollu dişlere gelen kroşeler (kancalar) alt çenede yukarı ,üst çenede ise aşağıya doğru çekilerek çıkartılmalıdır.
• İlk günlerde protezler çenenin yumuşak dokularında vuruklar oluşabilir. Oluşan yaraların iyileşmesi için protezin dokulara baskı yapan ve uzun kenarlarından alınması gerekmektedir.Bu nedenle alışır diye düşünülerek beklenilmemeli ,en kısa zamanda diş hekimine başvurarak şikayetler anlatılmalıdır.
• Protez üzerindeki vuruk yapan yerler kesinlikle, cam, eğe, keski vb. aletlerle kazınmamalıdır. Unutmayınız ki bu iş diş hekiminizin görevidir ve siz kazırsanız protezinizde düzeltilemeyecek hatalara yol açabilirsiniz.
Protezlerin Bakımı ve Temizliği
Protezlerden uzun süreli ve en iyi şekilde faydalanmak isteniyorsa temizliğe önem göstermeli her yemekten sonra ağızdan çıkarılmalı ve bir fırça yardımıyla iyice temizlenmelidir.
Duru su veya sabunlu su bu işlem için uygundur. Akşamları temizlenen protezler bir bardak temiz suyun içine bırakılmalı ve sabah takılmalıdır.
Hassas bağlantılı protezler nedir?
Kısmi diş eksikliğinde kullanılan diğer bir protez çeşididir. Bu protezler estetik, tutuculuk ve sağlık açısından klasik parsiyel protezlerden çok daha üstündür.
İmplant üstü protezler nedir?
Çene kemiği içerisine yerleştirilen vida sistemi üzerine yerleştirilen protezlerdir. (Bkz. İmplant)
• Sabit: Bir ya da birden fazla dişe uygulanan porselen kronlar
• z Tamamen dişsiz ağızlara uygulanan total benzeri protezler.
ENDODONTİ
Endodontik tedavi denince genellikle akla kanal tedavisi gelir. Diş tedavisi işlemleri arasında da en korkulan tedavi genellikle kanal tedavisidir. Günümüzde kanal tedavisi canlı dişlerde tek seansta, canlılığını yitirmiş dişlerde de genellikle iki seansta yapılmaktadır.
Kanal Tedavisi Nedir?
Dişin içerisinde kan, lenf damarları ve sinirleri içeren bir odacık (pulpa odası) ve köklere uzanan kanallar bulunur. Dişdeki büyük çürüklerde veya büyük kırıklarda, bu sinir dokusu ölür. Tükürükteki bakteriler nedeniyle, dişin içerisinde enfeksiyon oluşur. Bu durumda dişi kurtarmak için kanal tedavisi gerekir.
Kanal Tedavisine Neden Gerek Duyulur?
• Pulpada enfeksiyon ya da kalıcı bir hasar varsa kanal tedavisine gerek duyulur.
• Dişte meydana gelmiş olan kırılma, çatlama, travma ya da bir veya birden fazla yapılmış dolgular gibi derin restoratif çalışmalar belirli bir müddet sonra pulpaya zarar verebilir.
• Kuron uygulanacak kişiler uygulamadan önce diş kökü için kanal tedavisine ihtiyaç duyabilirler.
• Kanal tedavisi yapılmadan önce dişin röntgeni çekilerek böyle bir iltihap bulunup bulunmadığı tespit edilir. Pulpada bulunan iltihap ağrıya ve enfeksiyona neden olabilir. Pulpada meydana gelen enfeksiyon ise apse oluşumuna ve dişi çevreleyen kemikte zarara neden olabilir.
• Hasar görmüş ve enfekte olmuş bir dişe kanal tedavisi uygulanmaması durumunda diş vücudun enfeksiyon merkezi haline gelir.
• Eğer kanal tedavisi yapılmazsa dişin çekilmesi gerekebilir. Doğal dişi korumak her zaman tercih edilir. Bir ya da daha fazla diş eksikliği komşu dişlerin yer değiştirmesine, duruş şeklinin bozulmasına sebep olabilir. Ayrıca doğal dişleri korumak implant ve köprüler gibi pahalı ve derin tedavilerin uygulanmasını gerektirmez.
Kanal Tedavisi ve Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
Tedavi Sırasında;
• Kanal tedavisi genellikle iki ya da daha fazla seansta tamamlanır. Bu seanslar arasında dişi korumak için geçici bir dolgu ya da kuron uygulanır.
• Anestezinin kullanıldığı seansların ardından dudaklarınız, dişleriniz ve dilinizde birkaç saat sürecek bir hissizlik olabilir. Bu hissizliğin tamamen ortadan kalkmasına kadar herhangi bir şey çiğnemekten kaçının.
• Seanslar arasında uygulanan geçici dolgunun yıpranması ya da kırılması sık görülen (ama problem olmayan) bir durumdur. Eğer dolgunun tamamı ya da geçici kuron çıkarsa, diş hekiminize başvurunuz.
• Ağrı ve şişkinlikleri daha da azaltmak için günde üç kere ılık tuzlu su ile ağzınızı çalkalayın; bir fincan ılık suda bir çay kaşığı tuzu eritip ağzınızı çalkalayın.
Dişinizi korumak ve geçici kullanılan dolgu ya da kuronu yerinde tutmak için:
• Yapışkan yiyecekleri (özellikle sakız) çiğnemekten kaçının.
• Buz, tırnak ya da kalem gibi sert yiyecek ve objelerden kaçının.
• Eğer yapabiliyorsanız yiyecekleri, ağzınızın diğer tarafındaki dişlerikullanarak çiğneyin.
Tedavi Sonrası;
• Dişlerinizi normal olarak fırçalamaya ve diş ipiyle temizlemeye devam etmeniz önemlidir.
• Bir kanal tedavisi sonrasında, özellikle de çiğneme sırasında bir süre için rahatsızlık duymanız normal bir durumdur. Bu rahatsızlığı kontrol altına almak için ağrı kesiciler kullanabilirsiniz. Eğer antibiyotik kullanımı önerilmişse bunları, enfeksiyonun tüm semptomları kaybolsa dahi, belirtilen süre bitene kadar kullanın.
• Eğer ısırmanızda sıkıntı varsa, ağrınız sürekliyse veya başka herhangi bir soru ya da rahatsızlığınız varsa, diş hekiminize danışınız
ORAL DİAGNOZ ve RADYOLOJİ
Oral Diagnoz Nedir?
Oral Diagnoz; Hastanın ağız bölgesine ait röntgenlerin incelenmesi ve detaylı bir ağız içi muayenenin yapılmasını takiben yapılan teşhis koyma işlemidir.
Radyoloji
Ağız içi hastalıklarının -özellikle diş ve çene kemiği gibi sert doku ile ilgili olanların- teşhisinde en büyük yardımcı, dental radyografiler yani diş filmleridir. Diş filmlerinin de en çok kullanılan iki tipi; periapikal (2-3 dişi gösteren, küçük) ve panoramik (tüm alt ve üst dişleri ve çene kemiklerinin tamamını gösteren, büyük) filmlerdir.
Diş Filmleri (Dental Radyografi)
Dijital Panaromik Radyografi:
Panaromik radyografiler, ağızdaki mevcut dişlerin tamamını, gömük dişleri, dişleri çevreleyen kemik dokusunu, çene kemiğinin tamamını, görüntüleme tekniğidir. çekilen röntgene ait görüntüler anında bilgisayar ekranında görülebilmekteyken, aynı zamanda bu görüntüler üzerinde büyültme-küçültme işlemleri ve ölçümler yapılabilmektedir. Bu teknikte hastanın maruz kaldığı radyasyon oranı da ciddi ölçüde azalmıştır. Ayrıca görüntülerin bilgisayar ortamında hasta dosyasında saklanabilmesi veya gerekli durumlarda internet ortamından paylaşılabilmesi de önemli bir avantajdır.
Periapikal Radyografiler:
Panaromik radyografilerde tespit edilen şüpheli durumlar hakkında daha detaylı görüntü alınması amacıyla kullanılan, sadece birbirine komşu birkaç dişin ve bu dişleri çevreleyen kemik dokusunun görüntülenebildiği bir ağı içi görüntüleme tekniğidir.
Dijital Radyografiler (RVG):
Çekilen röntgene ait görüntüler anında bilgisayar ekranında görülebilmekteyken, aynı zamanda bu görüntüler üzerinde istenen renk ayarları, büyültme-küçültme işlemleri ve ölçümler yapılabilmektedir. Bu teknikte hastanın maruz kaldığı radyasyon oranı da ciddi ölçüde azalmıştır. Ayrıca görüntülerin bilgisayar ortamında hasta dosyasında saklanabilmesi veya gerekli durumlarda internet ortamından paylaşılabilmesi de önemli bir avantajdır.
Bilgisayarlı Tomografi (BT, CT):
Büyük kistler, tümörler ve çok sayıda implant uygulamasının planlandığı vakalar gibi geleneksel ağız içi ve ağız dışı görüntüleme tekniklerinin yetersiz kaldığı durumlarda kullanılan üç boyutlu bir tomografik görüntüleme tekniğidir. Diğer iki boyutlu tekniklerin aksine bu yöntemde ağız bölgesinden enine kesitler de alınabilmekte ve bu sayede dişlerin veya patolojik oluşumların çevre dokularla ilgili komşulukları 3 düzlemde de incelenebilmektedir. özellikle çok sayıda implant uygulanacak vakalarda yatay yöndeki kemik kalınlığı, sinüs boşluklarının konumları ve damar ve sinirlerin izledikleri yol kesin olarak saptanabilmektedir. Bu yöntemin bir diğer avantajı da, hızlı prototipleme yöntemi ile kombine kullanılarak cerrahi işle öncesi istenilen bölgelere ait çalışma maketleri veya kılavuz plakların hazırlanabilmesidir. Bu sayede cerrahi işlemlerin riski minimuma indirilmiş olur.
PERİODONTOLOJİ
Periodontoloji Nedir?
• Dişeti hastalıklarının başlangıç seviyesidir.
• Hastalığın genel belirtileri kızarık, şiş, kanamalı dişetleridir.
• Diş hekiminizin zamanında müdehalesi ve sizin ağız hijyeninize dikkat etmeniz ile tekrar sağlıklı dişetlerine kavuşabilirsiniz.
• Tedavi edilmezse periodontitise dönüşecektir. Periodontitis: Hastalık hızla yıkıcı bir şekilde ilerleyip diş kayıplarına neden olabilir. Dişeti tedavisi ile birlikte ilaç tedavisi de gerektirebilir.
Daimi Dişler De Sallanıp Düşer Mi?
Evet. Periodontal hastalık gelişir ve tedavi edilmedikçe ve temizlenmedikçe dişin kemik
desteği de kaybolur, sallanarak en sonunda diş kaybedilebilir.
Sağlıklı Dişetlerinin Belirtileri Nelerdir?
• Dişlere sıkıca bağlı,
• Gül kurusu-Pembe renkte,
• Portakal kabuğu gibi yapıda,
• Ağrısız, şişlik ve kızarıklık olmayan,
• Kendi kendine veya fırçalama esnasında kanama göstermeyen yapıdadır.
Dişeti Hastalığının Belirtileri Nelerdir?
• Fırçalarken ya da aniden kanama gösterebilir,
• Hassasiyet, ağrı,
• Kızarıklık, ödem,
• Kaşınma hissi, kötü koku, diş eti çekilmesi
• Dişlerin sallanması,
• Kök yüzeylerinin açığa çıkması
Neden Dişetleri Hastalanır?
Sigara, stres, diş sıkma, dengesiz beslenme, genetik, bazı ilaçlar, hamilelik, diyabet
Dişeti Çekilmesinin Nedenleri Nelerdir?
• Diş taşlarınızın olması
• Kötü ağız hijyeni
• Taşkın dolgular
• Uyumsuz kron ve köprüler
• Bruksizm
• Hatalı diş fırçalamak
• Genetik,
• Periodontal hastalıklar
Diş Taşı Nedir?
Diştaşı (tartar, calculus), bakteri plağı adını verdiğimiz birikintilerin diş yüzeylerinde uzun süre kalması sonucu oluşan sert yapılardır.
Diş taşlarının oluşmaması için ağız hijyenine dikkat edilmelidir.
Diş Taşı Temizliği Dişlerime Zarar Verir Mi?
Hayır. Bu işlem uygun şekilde yapıldığı müddetçe zarar vermeyecektir.
Ancak unutmayınız ki dişlerinizin üzerindeki diştaşları ve plak diş ve dişetlerinize zaten fazlaca zarar vermektedir.
Diş Taşı Temizliği Sonrasında;
• Bir gün boyunca diş etlerinde sızıntı şeklinde kanama ve birkaç gün süren sıcak-soğuk hassasiyeti görülebilir, normaldir.
• Diş diplerindeki eklentilerin temizlenmesi sonucu dişler arasında zaten mevcut olan normal veya patolojik aralıklar hissedilir hale gelir.
• Diş taşlarının yoğun olduğu ve/veya diş eti hastalığının ilerleyen döneminde temizlik yapıldığında dişler destek dokularını kaybetmiş olduğundan sallanması normaldir.
• Diş yüzeyinde diş taşlarının temizlenmesi sonrası dille pütürlü alanlar hissedilebilir.
Dikkat Edilmesi Gerekenler
Hastanın oral hijyen düzeyi kötü (ağız ve diş bakım alışkanlıkları yetersiz) ise eksiklikleri giderici önlemler alınmalıdır. Hastaya tedavinin başarısının uygun ağız bakım alışkanlıklarına bağlı olduğu ifade edilmelidir. 6 ayda bir diş hekimine rutin kontrole gelinmesi gereklidir.
Diş Taşı Oluşumunun Engellenmesi
Diş taşı oluşumunun engellenmesi veya en azından minimalize edilebilmesi için; dişlerin diş fırçası-floridli diş macunu ve diş ipi ile düzenli bakımı şarttır.
LAZER KULLANIMI
Lazer kelime anlamı olarak, tek renkli, düz ve enerji taşıyan ışık demeti. Diş hekimliğinde ise ağrısız, iğnesiz, anestezisiz dişlerdeki çürük dokuları temizlemek, dişeti ameliyatlarını yapabilmek gibi tedavilerde kullanılıyor.
Lazerle Tedavi Nasıl Ağrısız, İğnesiz ve Anestezisiz Yapılabilmektedir?
Bu özellik lazerin en büyük avantajlarından biridir. Delight Er:Yag Lazer sistemi su molekülleri hedefli çalışır. çalışılan dokudaki su tarafından emilen lazer enerjisi, hedef dokuda küçük patlamalar oluşturur. Bu küçük patlamalar dokular arası bağları çözerek çalışılan yüzeydeki dokuları birbirinden ayırır. Herhangi bir termal ya da mekanik etki oluşmadığı için hastada ağrı ya da hassasiyet hissi görülmez. Dokudan 1 milimetre uzaktan kesim işlemi yaptığı için, tedavi ağrı, anestezi ve kanama olmadan gerçekleşiyor.
Halk Arasında Bilinen Lazerli Dolgudan Farkı Nedir?
Halk arasında bilinen lazerli dolgu işlemi gerçek lazerle yapılmıyor. Aslında yapılan, yüksek ışık kaynaklı halojen lambalar ile kompozit esaslı dolgu maddelerinin sertleştirilmesi işlemidir. Gerçek diş lazeri Delight ise, sert dokuda çalışırken yumuşak dokuya etkisi olmaz ve sağlıklı doku kaybı önlenmiş olur.
Lazer ile Diş Hekimliğinde Ne Gibi Tedaviler Yapılabilir?
• Delight Lazer ile ağız içinde sert ve yumuşak dokuları ilgilendiren her türlü tedavi yapılabilir.
• Dişlerdeki çürük dokuların temizlenmesi,
• Kemik içinde gömülü kalmış dişlerin çekiminde kemiğin uzaklaştırılması,
• Kök ucu kistlerinin temizlenmesi,
• Kök kanalı genişletilmesi ve dezenfeksiyonu, dişeti infeksiyonu tedavisi,
• Estetik amaçlı dişetlerinin kesilerek diş boylarının uzatılması,
• Dil ve dudak bağı kesileri, ağız içi aft ve ülser tedavisi, diş hassasiyetlerinin giderilmesi,
• Diş etlerindeki hiper pigmentasyona bağlı renkleşmelerin giderilmesi lazer kullanılarak başarıyla yapılmaktadır.
Lazerin Avantajı Nelerdir?
• Çalışırken rahatsız edici ses çıkarmaması,
• Titreşim olmaması,
• Çoğu zaman anesteziye gerek duyulmaması nedeniyle iğne yapılmaması,
• Dişeti operasyonlarında kanama olmaması,
• Çalışılan bölgede verdiği ışın nedeniyle steril bir bölge oluşturması,
• Tedavilerden sonra hassasiyet ve ağrı oluşmamasıdır.
• Diş hekiminden, iğne yapılmasından korkan hastalar, bunun yanında özellikle de hamilelerde ve kalp rahatsızlığı gibi ciddi hastalığı olan bireylerde; çoğu zaman anestezi uygulaması sakıncalı olduğundan, lazer kullanımı oldukça avantajlıdır.
Çocuklar İçin İdeal Mi?
Yaşanan ilk tecrübelerin çok önemli ve hayatın sonraki dönemlerinde de belirleyici olması nedeniyle ilk defa diş hekimine götürülen çocukların tedavisinde iyi bir seçim. Hem anestezi yapılmayacak olması, hem de sessiz ve titreşimsiz çalışması, çocukların diş hekiminden ve diş tedavisinden kaçmasını engelleyecektir.
PORSELEN LAMİNA
Dişlerin ön yüzlerinde hafif seviyede aşındırma yapıldıktan sonra ince bir tabaka porselenin dişlerin ön yüzlerine yapıştırılması işlemidir.
Porselen Laminate Veneer Kuronun Avantajları Nelerdir?
• Porselen çok ince bir tabaka halinde hazırlandığından ışığı geçirmesi ve yansıtması doğal dişe çok yakındır ve bu özelliği sayesinde mükemmel estetik sağlar.
• Dişinizde sadece, tırnak genişliğinde bir yuva açılması yeterlidir,
• Hiç bir dişin gereğinden fazla kesilmesine (küçültülmesine) gerek kalmaz,
• Porselen yüzeyleri son derece pürüzsüz olacağı için sigara ve benzeri sebeplerden kaynaklanan lekelenmeleri ve diş taşı oluşumlarını minimuma indirir.
• Aşınmaya karşı direnci yüksektir.
Laminate Veneer Kimlere Uygulanır?
• Dişlerin formundan memnun olmayanlara
• Ön bölgedeki diş renkleşmelerinde, renkleşmelerin tedavisi için uygulanan beyazlatma işlemlerinden sonuç alınamadığında
• Dişleri aralıklı olanlarda
• Ön dişlerde büyük dolguları bulunan ve çürüğün dolgu ile doldurulması sonucu estetik görünümden yoksun durumlarda
• Ön dişleri kırık veya aşınmış olan kimselerde
• Kalıtsal yapı bozukluklarında
• Çapraşık ve eğri dişlerin düzeltilmesinde (ortodontik tedavi alternatifi olarak)
Porselen Laminate Veneer Kuron Tedavisi Ne Kadar Sürer?
Ortalama 3-4 seans sonucunda tedavi tamamlanmış olur.
Porselen Laminate Veneer Kuronların Bakımı
• Diş fırçalamanın yanı sıra diş ipi ve ağız gargarası kullanılmalı
• Ön dişlerle sert gıdalar için koparma işlemi yapılmamalı
• Diş sıkma veya gıcırdatma alışkanlığı varlığında gece plağı kullanılmalı
• Tırnak yeme alışkanlıklarından vazgeçilmeli
• Altı aylık kontroller ihmal edilmemeli
DİŞ BEYAZLATMA
Beyazlatma, dişlerin yapısında (mine ve dentin tabakasında) oluşan ve estetik açıdan sorun yaratan renkleşmeleri giderme işlemidir.
Beyazlatma işlemi iki şekilde yapılabilir:
Ev tipi( Home Bleaching)
Muayenehane tipi (Office Bleaching)
Ev tipi (Home Bleaching)
Ağızdan ölçü almasını ardından, dişlerin üzerine
takabilecek ince ve elastik kalıpları hazırlanır.
İçlerine beyazlatma ajanı sıkılan bu kalıplar
dişlerin üstüne günde en az 3-4 saat süreyle takılır.
Bu işlemin uyku esnasında yapılması önerilir,
kişinin günlük yaşantısını aksatmaz.
Muayenehane Tipi (Office Bleaching)
Klinikte ve hekim kontrolünde yapılan beyazlatmadır. Burada kullanılan ilaç ev tipinde kullanılana oranla daha yüksek onsantrasyondadır. Bu sayede tedavi beyazlatma-muayenehanesüresi çok daha kısalacakken, hassasiyet riski artabilmektedir.
Ortalama bir saat içinde sonuca ulaşılmış olur.
Diş Beyazlatma Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
• Hastada az ya da çok hassasiyet görülür. Bu hassasiyetler geçicidir,1–3 gün arasında kaybolurlar. İlk gün gerekli olursa ağrı kesici kullanılabilir.
• İlk birkaç gün aşırı soğuk ya da sıcaktan kaçınılmalıdır.
• Sigara, çay, kahve, çikolata, kırmızı şarap, vişne, karamel, salça gibi renk verici koyu renk barındıran ürünler işlem bitimini takiben en az 3-4 gün süreyle kullanılmamalıdır.
• Beyazlatıcı diş macunu kullanımı da beyazlatma etkisini uzatacaktır. İçerisinde aşındırıcı bulunan diş macunları veya diş tozlarının kesinlikle kullanılmamalıdır. Aşındırıcılı ürünler belirli bir süre sonra hem renkleşmeye hem de hassasiyete sebep olurlar.
• Günde en az 2 kere diş fırçalanmalı, 6 aylık düzenli kontrollerini yaptıran, sigara kullanmayan ve aşırı çay kahve tüketmeyen hastalarda yapılan beyazlatmanın etkisi uzun süre korunur.
• Bu kurallara uymayan hastalarda geri dönüş olabilir, geri dönüş sonucunda yeniden beyazlatma işlemi yapılabilir.
ORTODONTİ
Ortodonti Nedir?
Diş çapraşıklıklarının, çene ve yüzdeki iskeletsel bozuklukların önlenmesini sağlayan diş hekimliği dalıdır. Ortodontik sorunların nedeni kalıtımsal ya da gelişimsel yetersizliğe bağlı olabilir. Ayrıca, emzik ya da parmak emme gibi alışkanlıklar da sorunun oluşmasında etkilidir.
Ortodontik Tedavi Her Yaşta Mümkün Müdür?
Ortodonti sayesinde diş çapraşıklıkları her yaşta tedavi edilebilir. Ama
sorun iskelet yapısında ise erken yaşta tedavi çok önemlidir.
Dişlerdeki Çarpaşıklıklar Ne Tip Problemlere Yol Açar?
Dişteki çapraşıklıklar ve diş dizisindeki bozukluklar ağız bakımını
zorlaştırdığı için diş çürüklerine neden olur. çenedeki dengesizlikler ise
ağrılara ve fonksiyon yetersizliğine yol açar. Bu tip sorunlar psikolojiyi de olumsuz yönde etkileyebilir.
Ortodontik Tedavi İçin En Uygun Yaş Dönemi Nedir?
Ortodontik tanı için en uygun yaş ilk daimi dişlerin çıkmaya başladığı 6-7 yaşları olmasına rağmen yaş sınırlaması olmadan her yaşta tedavi mümkündür.
İmplantoloji
Zirkonyum
Ağız ve Çene Cerrahisi
Yirmi Yaş Dişleri
Diş Tedavisi
Protez
Endodonti
Oral Diagnoz ve Radyoloji
Periodontoloji
Diş Hekimliğinde Lazer Kullanımı
Porselen Lamina
Diş Beyazlatma
Ortodonti